NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُثْمَانَ
الْعِجْلِيُّ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ يَعْنِي
ابْنَ مُوسَى
عَنْ
هَارُونَ
بْنِ سَلْمَانَ
عَنْ
عُبَيْدِ اللَّهِ
بْنِ
مُسْلِمٍ
الْقُرَشِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
سَأَلْتُ
أَوْ سُئِلَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ عَنْ
صِيَامِ
الدَّهْرِ
فَقَالَ
إِنَّ لِأَهْلِكَ
عَلَيْكَ
حَقًّا صُمْ
رَمَضَانَ وَالَّذِي
يَلِيهِ
وَكُلَّ
أَرْبِعَاءَ
وَخَمِيسٍ
فَإِذَا أَنْتَ
قَدْ صُمْتَ
الدَّهْرَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
وَافَقَهُ
زَيْدٌ
الْعُكْلِيُّ
وَخَالَفَهُ
أَبُو
نُعَيْمٍ
قَالَ
مُسْلِمُ بْنُ
عُبَيْدِ
اللَّهِ
Ubeydullah b. Müslim
el-Kuraşî, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Rasûlullah (s.a.v.)'e
tüm seneyi oruçlu geçirmeyi sordum -veya soruldu- da;
"Şüphesiz senin
üzerinde ailenin hakkı vardır. Ramazanı ve peşinden geleni bir de her çarşamba
ve perşembeyi tut, işte o zaman sen bütün sene oruç tutmuş (gibi) olursun"
buyurdu.
İzah:
Tirmizî, savm; Nesaî,
siyam
Ubeydullah b. Müslim
el-Kuraşî: Müslim b. Ubeydullah'dır. Sahâbidir Kûfe'de ikâmet etmiştir Hz.
Peygamber'den bu hadisi rivayet etmiştir.
Ebû Dâvud dedi ki:
''Ona (Muhammed b. Osman'a) Zeyd el-Akelî muvafakat, Ebu Nuaym ise muhalefet
etmiştir. Ebu Nuaym "(Ravi) Müslim b. Ubeydullahtır. demiştir."
Bu hadis-i şerifi tüm
seneyi oruçlu geçirmenin mekruh olduğunu söyleyenlerin delilleri arasındadır.
Peygamber (s.a.v.) kendisine yıl orucunu soran kişiye cevaben, "şüphesiz
senin üzerinde ailenin hakkı vardır" cevabını vermiştir. Bu söz, ibarede
yer almayan bir cümlenin illetidir. Mana "Senin tüm seneyi oruçlu geçirmen
caiz değildir. Çünkü üzerinde ailenin hakkı vardır" şeklinde olmuş olur.
Bu ifâdeden anlaşıldığı
üzere senenin tamamını oruçla geçirmenin caiz olmamasındaki hikmet, orucun
kişiyi zayıflatması ve bu yüzden ailesine karşı olan vazifelerini yapmasına
engel olmasıdır.
Hz. Peygamber, kendisine
soru soran zata "tüm sene orucunu" men'-ettikten sonra tüm seneyi
oruçla geçirmiş gibi sevab almanın yolunu göstermiştir. O da ramazanı müteakib
günlerin orucu ile her çarşamba ve perşembe günlerinin oruçlarıdır.
Ramazanı müteakib günlerin
orucundan maksat, Şevvalde tutulan altı gün oruç olsa gerektir. Eğer öyle ise,
ameller on katı ile mükafatlandırılacağına göre ramazan orucu ile bu altı günün
orucu tüm seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap almaya sebeptir. Çarşamba ve
perşembe günü tutulan oruçlar da daha çok sevaba vesile olur. Her hafta
çarşamba ve perşembe günleri oruç tutulduğunda ayda sekiz gün oruç tutulmuş
olur.
"Cümlesindeki
fiilin, fail olan gizli zamirinin ramazana, mefûl olan bariz zamirinde Şabana
gitmesi mümkündür. Bu durumda mana, Ramazanın takib ettiği ay" olmuş olur
ki, o da Şaban'dır. Bu görüşü benimseyenlere göre, Şaban ayının orucu teşvik
edilmektedir.
Bu durumda hadisin
"şaban ayının orucu" başlığı altına konulması isabetli olmuş olur.